28 Ekim 2018 Pazar


Anlatsam seni içimdeki sana;
Gözlerim Işıldar yine o ilk günün heyacanıyla.
Hıçkırıklar düğüm düğüm olasada boğazımda,
olsada iki gözüm iki çeşme yokluğunda.
Duygularım mutlu bir çocuk gibi, kırlarda yuvarlanan.
Yalın, sade, sereserpe. Mutluluğun doruğunda.
Yüreğim avcumda çırpınan bir kuş gibi çırpınır bağrımda.
Dudaklarım titreyerek soruyorum tekrar tekrar.
Neden ayrıldık, neden?
Nasıl bitti? nasıl ayrıldık aniden?
Oysa ölümsüzdü aşkımız!
Hani ayrılmaz bir ikili olmuştuk biz!
Toz konduramıyorum gidişine.
Anılar temiz kalsın istiyorum.
İçimdeki sen beni suçluyor.
“Tutsaydın elini, bırakmasaydın diyor.
Hakırsaydın tüm gücünle.
Bitecek elbet bu kaos, bu yokluk.
Kurtulacağız hiçlikten, deseydin” diyor.
İçimdeki sen bilmiyor; huzur varlıkta değil,
Var olanla yetinmekte.
Var olana sevinmekte.
Şimdi mutlumusun bilmiyorum?
Toz konduramıyorum gidişine.
Anılar temiz kalsın istiyorum.
Sendeki ihtirası ve hırsı,
İçimdeki sen bilmiyor.

irfan Aydoğan
13-09-2018

Hiç yorum yok: